"Bir daha mı geleceğiz dünyaya"
İnsan dediğin yaşamın kıymetini bilmeli , yaşadıklarından ders alıp kusuru kusur görüp, faydaya koşabilmeli...
Henüz bir genç olarak elbette yine şahit olmaktan utandığım meseleleri, altına vura vura haykırma zamanı geldiği kanatindeyim.
Geçmişte insanların erken yaşta evlenıp çocuk sahibi olacak kadar sorumluluk duygusuna hakim olabilmelerine hayret ediyorum. Bizler ki kendi başına bir aileye reis olan büyüklerimizin yaşlarında neler yapıyoruz. Olgun olabilme yetisini kaybetmiş gelecekte kendisini nelerin beklediginden bi haber adeta başi boş yaşayan gençliğe bakıp iç çekmemek elde değil. Evine hanim/reis, vatana hakim, savcı,polis,asker,öğretmen kısaca vatanın yeni varislerinin haysiyetsiz hassasiyetlerine bakın hele...
İçki içmeyi erdem bilip, sevgilisiz kalmayi ayıp bilen , edep, saygı, âhlak , anlayış kavramlarının farkında dahi olmadan süre gelen nesillerin ilerdeki hâl ve hareketlerini durum ve mevkilerini tahmin etmek çok da zor olmasa gerek.
Bizlere emanet olan ilimdir, malâyani işlerle meşgul olup zillet içinde neye, hangi nedene yaşadığını bilmeden yaşlanmak değil. Hz. Ali (r.a) "Asil yetimler anne ve babadan değil, ilim ve edepten yoksun olanlardır." buyuruyor.
Bu uğurda tek gayem kendimde de dahil olmak üzere yanlış gördüğüm her meseleyi insanların yüzüne tükürürcesine vurgulayarak doğruya ittirmektir.
