Karakter boyutu :13 Punto15 Punto17 Punto19 Punto

Ne Oldum Dememeli

Mithat Korkusuz
İnsanlar arasında kendini beğenmiş, kendisini bulunmayan Hint kumaşı zanneden ve büyüklük havasını giren birçok kişiye rastlarız.
01.01.1970 / 00:00






İnsanlar arasında kendini beğenmiş, kendisini bulunmayan Hint kumaşı zanneden ve büyüklük havasını giren birçok kişiye rastlarız. Bir kaç gün önceydi,yine böyle bir sohbette birisinin bu tavırlarına ve söylemlerine şahit oldum. Konuşması itici ve gurur kırıcı idi. Aklıma İslam âlimlerinin sarık ve sakal hikâyesi geldi. Sizlerle paylaşmak istiyorum.



Eski elbiseli,  fakir ve köse bir âlim, bir kadı'nın mahkemesinde âlimler sırasında üst sırada oturmuş. Kadı gerek giyiminden gerekse tanımadığından olacak ona sert sert bakmış. Bunun üzerine, Kadının adamı fakir âlimin yanına gelerek:



— Buradan kalk. Haddini bil  burası senin yerin değil. Herkes meclisin üst tarafına layık olamaz. Senin yerin aşağısı. Ya git oraya otur, ya da çık git, demiş.



Âlim, bakar ki olacak gibi değil, kalkar ve aşağılarda bir yere oturur. Derken âlimler fıkıh konusunda tartışmaya başlarlar.



— Hayır, evet, kabul edemem, ben haklıyım, şeklinde her biri birbirine üstünlük kurma sevdasıyla mücadelelerini sürdürür  her biri bir dövüş horozuna döner. Bir karmaşadır gider.



Fakir âlim dayanamaz kalkarak:



— Lütfen bir kere de beni  dinler misiniz? Bu konuda benim de söyleyeceğim bir kaç söz var.



— Buyurun, iyi bir şey biliyorsan söyle.



Âlim, çok güzel bir üslup ve konuya hâkimiyeti ile onları ikna etmekle kalmaz aynı zamanda gönüllerini de fetheder. Sözünü öyle bir yere kadar götürür ki, kadı, çamura saplanmış eşek gibi geride kalır.



Kadı, hatasını anlar, onun faziletini de takdir ederek, raftan cübbesini, sarığını indirip takdim etmek ister ve:



— Yazık olsun, senin kıymetini bilemedik. Meclisimize teşrifinizden dolayı teşekkürlerimizi sunamadık. Sizin bu kadar fazilet ile  meclisin son kısımlarında oturmanızdan dolayı çok müteessirim.



Kadının iltifatı üzerine biraz evvel onu yukarıdaki sıradan indiren adamı da koşar, gelir, iltifatlara başlar, gönlünü almağa çalışır. Kadı'nın takdim ettiği sarığı, fakir âlimin başına sarmağa çalışır. Ancak âlim:



      Dur, çekil, o sarığı sarmak istemem. Çünkü elli arşınlık sarığı sararsam, bana kibir gelir. Yarın eski elbiseli birisini  görürsem, onları beğenmezlik yaparım. O sarık başımda oldukça, beni görenler halkı gözümde küçük göstermeğe uğraşırlar.  Sen sen ol! Sarığa, sakala bakıp  da kafa tutma. Çünkü  sarık pamuktandır, sakal ise bir tutam ot gibidir. İnsan başına akıl ve beyin lazımdır. Böyle sarıklar senin ve senin gibilerin başına lazımdır, der ve verilenleri reddeder.



İnsanları dış görünüşüne ve makamlarına göre değerlendirmemek ve ona aldanmamak gerekir. Önemli olan insanlıktır, hoşgörüdür ve sevgidir. Mevki ve makamın gelip geçici olduğunu bilmeyenimiz yoktur.



Baki kalan bu kubbede sadece hoş bir sedadır ve insanlıktır. Bunu unutmamamız gerekir.

Etiketler:
Bu yazi toplam 3332 defa okundu
Yazarın Diğer Yazıları
YAZARLAR