Türkiye'de rüzgâr erozyonunun en yoğun görüldüğü Karapınar da 50 yıllık ağaçlandırma projesi sonuç verdi Ancak ilçeyi taşınma noktasına getiren erozyonun tahribatı unutulmasın ve ibret olsun diye bir tepeye tek bitki dahi dikilmedi
Karapınar ilçesi 1960'lı yıllarda rüzgar erozyonu nedeniyle çölleşme tehlikesi yaşamaya başladı. İlçenin güneybatısında 4 bin hektar alanı kaplayan kara kumulu şiddetli rüzgarın etkisi ile taşınarak canlı hayatı tehdit etmeye başladı. Erozyonla birlikte toprağın verim gücü azaldı, kumul topraklardan yükselen toz bulutu yüzünden ilçede ulaşım durdu. Çocuklar kum fırtınası nedeniyle okula gidemedi ve hastalıklar arttı. İlçenin büyük bir bölümü çölleşti ve göç başladı.
TAHLİYE GÜNDEME GELDİ
Dönemin yetkililerinin ilçeyi tamamen tahliye edip Antalya'ya taşımayı düşündüklerini anlatan Karapınar Belediye Başkanı Mehmet Mugayıtoğlu o yılları şu sözlerle anlattı: "Rüzgâr erozyonu öyle bir noktaya geldi ki artık neredeyse Karapınar diye bir yer kalmayacaktı. O dönemde tahliye fikri ağır basmaya başlamıştı. Bu sırada dönemin kaymakamı ve Konya valisinin müracatları ile Mulga Toprak Su 6'ncı Bölge Müdürlüğü'nce plan ve tatbikat grubu başmühendisliği kuruldu. Bu başmühendislik ilk aşamada erozyon sahasını çit tellerle çevirerek kontrol altına aldı ve kumul tepelerin üzerine rüzgar kırıcı perdeler yerleştirildi. 1962 yılından itibaren alan sürekli ağaçlandırıldı."
İNSANLIĞA İBRET OLSUN
Konya Toprak Su ve Çölleşme ile Mücadele İstasyonu Müdürlüğü Karapınar Çölleşme ve Erozyon Araştırma Merkezi yetkilileri erozyon sahasının şimdilerde ormana döndüğünü söyledi. 1960'lı yıllarda bölgenin çöl olduğunu ve halen coğrafya kitaplarında Karapınar Çölü olarak adlandırıldığını hatırlatan yetkililer, " Burası yıllardan beri alınan önlemlerle ormana döndü. Şu an bölgede binlerce ağacın yanında sebze bile yetiştiriliyor. Bölgede yalnızca 'Örnek Tepe' ismi verilen 4-5 bin metrekarelik alan o yıllardan beri ağaçlandırılmadı. Şimdi o alan çöl olarak kalırken çevresi ormana dönüştü" dediler.Örnek Tepe'nin bulunduğu alana şu an toprak bilimciler, akademisyenler ve öğrencilerin giderek araştırma yapılmasıda "Burasının insanlığa ibret olması ve araştırmalar açısından çok önemli bir alan" olarak yorumlanıyor.